Please enable JavaScript.
Coggle requires JavaScript to display documents.
Ölümcül Kimlikler 2. Bölüm - Coggle Diagram
Ölümcül Kimlikler 2. Bölüm
Ne Anlatılıyor?
Metinde İslamiyet ve Hıristiyanlığın arasında geçen çatışmalar, yapılan politikalar ve yaşadıklarından söz edilmiştir. Ben kişisi, İslamiyet'in eskiye kıyasla şuan yanlış bir yaklaşım sergilediğinden söz etmiş, eskiden sahip olduğu hoşgörü ve dini fark etmeksizin izlediği eşitlik politikasını unutmuş olmasına yakınmaktadır. Hıristiyanlığın eskiden ayrımcı ve öteleştirici olduğunu, ancak şuan en adaletli ve modern devletlerin Hıristiyan olmasından söz etmektedir.
İslamiyet'in eskiden uyguladığı "Hoşgörü Politikası" sayesinde farklı toplumların bir arada yaşamı sağlanmıştır.
"Ama kıyaslanabileni kıyaslamak gerekir. İslam, Hıristiyan toplumlarının hiçbir şeyi hoş görmedikleri bir devirde bir "hoşgörü protokolü" düzenlenmişti. Bu "protokol" yüzyıllar boyunca bütün dünyada yan yana birlikte yaşamanın en ileri biçimi oldu."
Protokolün getirdiği eşitlikle "en ileri" yaşam şekli varmış.
Din kimliğinin göz ardı edildiği bir politika izlenmiş.
Hıristiyan devletlerinin etkisinden çıkmış halkların özgürlüğünden söz edilmektedir.
İslamiyet'in eskiden sahip olduğu politikanın artık devam etmemesinden söz edilmektedir.
"Eğer bugün rahipler boğazlanıyor, entelektüeller hançerleniyor ve turistler taranıyorsa, İslam'ın VIII. Yüzyıl'da hoşgörülü olduğunu bilmek kötü bir avuntu oluyor."
"Bana karşı çıkanlar, hal şimdi böyleyken geçmişteki hoşgörüyü övmek neye yarar diyeceklerdir. Bir anlamda, ben onları haksız da bulmuyorum." karşıt fikirlere önem vermekte, olaylara objektif yaklaşmaktadır.
Hıristiyan dünyasıyla
Müslüman dünyası arasında karşılaştırmalı tarih uygulaması yapılsa, bir yanda, uzun süre hoşgörüyü
tanımamış, içinde açıkça totaliter eğilimler taşıyan ama yavaş yavaş bir açıklık dinine dönüşen bir
din; öte yandaysa açıklığı içinde barındıran ama yavaş yavaş hoşgörüsüz ve totaliter hareketlere
doğru sapan bir dinin ortaya çıktığı görülür.
Müslüman ve Hıristiyan dünyasının geçirdiği uygulama değişikliği;
" Müslüman dünyasında bu kadar düş kırıcı oldu? Evet, vurguluyor ve ısrar ediyorum." ben kişisi İslamiyet'in dini kimliği önemsemez bir görüşten ayrımcı bir zihniyete dönüşmesinden hayal kırıklığına uğramıştır.
Anlatımda tarihi olaylara gönderme yapılmıştır.
"Uzun bir hoşgörüsüzlük geleneği olan, "Öteki" yle yan yana yaşamaktan her zaman
rahatsızlık duymuş olan Hıristiyan Batı ifade özgürlüğüne saygılı toplumlar ortaya çıkarabilmişken, uzun zaman yan yana birlikteliği uygulamış olan Müslüman dünyası neden artık fanatizmin kalesi
olarak görülüyor?"
Hıristiyanların dini ayrımcılık yaparak insanları "öteleştirmesi"nden söz edilmektedir.
Hoşgörünün beni tatmin etmediğini
hemen eklemek istiyorum. Ben hoş görülmeyi arzu etmiyorum, inançlarım ne olursa olsun her türlü
hakka sahip bir yurttaş olarak görülmek istiyorum
Ben kişisi "öteleştirilme" ye karşı gelmektedir. Dini kimlik fark etmeksizin herkesin haklarına sahip olduğunu vurgulamaktadır. Kısacası, eşitliğin kimliğe bağlı olmadığını söylemektedir.
Nasıl Anlatılıyor?
Ben kişisi, hissettiği hayal kırıklığı ve sitemi anlatırken tarihsel veriler, çelişkiler, retorik sorular ve karşılaştırmalar kullanmıştır. Ben kişisi, düşüncelerini anlatırken, farklı görüşlere olan açıklığından da söz etmiştir. Hissettiği duygular anlattığı tarihsel olaylar üzerine sorduğu sorular ve yaptığı karşılaştırmalardan anlaşılmaktadır.
. Eğer atalarım, Müslüman orduları tarafından fethedilen bir ülkede
Hıristiyan olmak yerine, Hıristiyanlar tarafından fethedilen bir ülkede Müslüman olsalardı, onların
inançlarını koruyarak on dört yüzyıl köy ve kentlerinde yaşamaya devam edebileceklerini
sanmıyorum. Gerçekten de, İspanya'daki Müslümanlara ne oldu? Ya Sicilya'daki Müslüman-lara? Yok
oldular, tek kişi kalmamacasına katledildiler, sürgüne zorlandılar ya da cebren Hıristiyan edildiler.
Tarihi veriler verilmekte ve karşılaştırma yapılmaktadır.
İslamiyet'in "en ileri yaşam" biçimine sahip olmaktan yobazlaşması
"Uzun bir hoşgörüsüzlük geleneği olan, "Öteki" yle yan yana yaşamaktan her zaman
rahatsızlık duymuş olan Hıristiyan Batı ifade özgürlüğüne saygılı toplumlar ortaya çıkarabilmişken, uzun zaman yan yana birlikteliği uygulamış olan Müslüman dünyası neden artık fanatizmin kalesi
olarak görülüyor?
Retorik sorularla olayları sorgulama
" Aynı dönemde Paris'te, Londra'da, Viyana'da ya da Berlin'de nüfusun yarısının
Hıristiyan olmayanlardan, Müslüman ve Yahudilerden oluşabileceği düşünülebilir miydi?"
Hıristiyanların yaptıkları ayrımcılıklardan söz etmektedir. Halkın sahip olduğu eski bakış açısıyla yeni görüşleri retorik soru ile karşılaştırılmıştır. Öbür dinlere olan ayrımcılık anlayışı çıkmaktadır.
Ben Kişisinin Görüşü
Ben kişisi, dini kimliğin önemsiz olduğunu savunmaktadır. İnancı fark etmeksizin herkes aynı muameleyi görmeli ve aynı haklara sahip olmalıdır.