Please enable JavaScript.
Coggle requires JavaScript to display documents.
Yorgun Savaşçı, Olayın Özeti - Coggle Diagram
Yorgun Savaşçı
Kişiler(şahıs kadrosu)
Ana Kişiler
Cemil: Savaş cephesinin yorgunluğuyla ve ülkenin karışıklığıyla Neriman’ı alıp köye yerleşmek isteyecek kadar bitkin, milli mücadelede en önde savaşmak isteyecek kadar cesurdur.
Neriman: Kocası savaşta ölmüştür ve 7 yaşında oğlu vardır. Romanda karşımıza ağırbaşlı, cesur, düşünceli özellikleriyle karşımıza çıkmaktadır.
Arap Maksut: Sıkı bir ittihatçıdır. Ve kendini insan sarrafı olarak ifade etmektedir. Kitap okuyan insanları pek sevmez, önyargılıdır.
-
Bekir Sami Bey: Mert, birçok cephede bulunmuş bir komutan.
-
-
-
Mekan
İstanbul, Manisa ve Balıkesir de algısal olan belli mekânlarının dışında genel anlamda çevresel mekân olarak kullanılırlar. Yorgun Savaşçı romanında algısal mekânlar yenilgi psikolojisiyle sıkıştırılmış subayların dramlarını yansıtmaktadır.
Zaman
Osmanlı Devleti'nin mütarekeyi imzalamasından 1920 ortalarında Milli Mücadele'nin güçlendiği döneme kadar geçen olayları
Konu ve Teması
Milli Mücadele yıllarının başlangıcını İttihat Terakki üyelerinin maceraları merkezinde sürecin görünmeyen yönleriyle ele almıştır. Romanda Milli Mücadele'de etkin konumda olan İttihat Terakkicilerin 'temelsiz idealizm' leri ve mücadelenin zorlu koşulları anlatılır.
Anlatıcı Bakış Açısı
Gösterme tekniğini gözlemci bakış açısıyla, nakletme tekniğini ise kahramanları konuşturarak yapar.
Olayın Özeti
1: Von Kros Paşa’nın Dürbünü Bu bölümde konu, bir Alman subayı olan Von Kros Paşa’nın, arkadaşlarının “Cehennem Topçusu” dediği, kitabın kahramanı Cemil’e hediye ettiği ve yanından hiç ayırmadığı dürbündür. Cemil, bu dürbün sayesinde beklediği arkadaşı Çerkez Reşit Bey’in Kuvayi Milliye düşmanları tarafından nasıl öldürüldüğünü görebilir. Cemil, Osmanlı ordusu sığınma evini ziyarete gittiğinde, Gerede, Düzce ve Hendek civarında savaşırken yaralanan veya sakat kalan Osmanlı ordusunun askerleri arasından en yakın iki arkadaşıyla karşılaşır. Bu insanlar Sarıkamış bölgesinden dönerler. Orada yaşadıkları tatlı ve acı anılarını Cemil’e anlatan İsmail ve Selim, savaşa katılmayan Cemil’in üzgün bir şekilde İsmail’e baktığını görür. Cemil’in gerçekten fark ettiği şey, İsmail’in bacağının olmamasıdır. İsmail, dönemin ünlü subayı Kazım’ı vuran subayı tanıdığını söyler. Nitekim Kazım’ı casusluk yaptığı gerekçesiyle vuran Subay Cemil’diç İsmail, bunu Selim’e anlatır. 21 Aralık’ta Aras’ı geçen bir alay ve 26 Aralık’ta Sarıkamış’ı almak için gelen birlikler bu görevi başarır. Ancak 11. ve 9. Kolordu’nun başarısız olması nedeniyle tekrar düşmana bırakılırlar. 1914 yılında Köprüköy Savaşı başlar. 33 bin kişilik 10. kolordudan 33 kişi bu savaşta kalır. Aralarında Teğmen Selim de var. Bunları Cemil’e söyleyen de odur. 2: Karanlığın Dibinde Bu bölümde Cemil’in bir gemiyle Bandırma’ya gelişi, İzmir’e gelişi ve orada yaşananlar anlatılır. Cemil, Emekli Askerler Derneği’ni aramak için İzmir’e gelir. Bu ilişkiyi bir bakkalın yardımıyla bulur. Cemil’in amacı bu dernekte çalışan Bekir Sami Bey’i bulmaktır. Rumeli göçmenlerinden bir bakkalın yardımı Cemil’i harekete geçirir ve bu düşman zulmünden kurtulmak için milletin nasıl yardım etmeye çalıştığını düşünmeye zorlar. Millet, İzmir’in Yunan işgali sürprizinden kurtulamadı ve sokaklar çok kalabalık görünmez. Hiçbir Türk malını alıp yollara düşmez, kimse evinden çıkmaz. İslam dinine göre düşmanla savaşmak Allah’ın emridir. Bunu bilen bütün millet, düşmanları İzmir’den kovmak için var gücüyle çalışan Kuvayi Milliye mensuplarına yardım etmeye çalışır. Bu sırada düşmanın içinde gezinen Kuvayi Milliye mensupları da taarruz bölgelerini belirlemiştir. Manisa’daki Topçu birliklerine haber vermekle görevlendirilen Teğmen Faruk ve Yüzbaşı Selahattin Bey tüm aramalarına rağmen Manisa ile telgraf bağlantısı kuramaz. Telgrafla haber vermeyi planlayan Cemil’in aradığı kişi Bekir Sami Bey’dir. Bekir Sami Bey 23 Mayıs 1919’da Balıkesir’e giderek oradaki taarruz planlarını inceler. Buradan tek vagonla Akhisar’a gittiler. Bu vagon, Akhisar’a 17. Kolordu’nun tamamından kalan sadece 1 albay, 1 teğmen ve 2 yüzbaşı alır. Lokomotif Akhisar’a vardığında bu kasaba tamamen Yunan bayraklarıyla süslenmiştir. Bu da Akhisar’ın Yunanlılar tarafından işgal edildiğini gösterir. Cemil ve Faruk Türk milletinin durumunu tartışırlar. Teğmen Faruk, Akhisar’daki orduya komuta edecektir. Cemil ise Akhisar’ı kurtarmanın Teğmen Faruk’a düşmediğini düşünür. 3: Dönemeç Cemil, Ethem Bey’in Bekir Sami Bey’e gönderdiği mektubu Körağa ile birlikte alır. Görünürde ne araba ne de yaya vardır. Boş tarlalar göz alabildiğine uzanır, sanki insanlar tarlalarını terk edip boş dağların arkasına saklanmışlardır. Bu sırada Cemil, bir devin ölüsü üzerinde atının dolap gibi döndüğünü zannederek aniden ürperir. Ölen bu dev Osmanlı İmparatorluğu’dur. Cemil Akhisar’a geldiğinde Akhisar alınmış ve Deniz Uçağı Genel Komutanı Ethem Bey ile müfreze komutanları ve tüm atlılar meydanda bekler. Bütün atlılar harekete geçince Cemil gözlerini Şevket Bey’in ağır makineli müfrezesine çevirir. Burada yorgun savaşçılar geçiyordu. Yüzlerce yorgun yiğit kafaları parçalanmış ama yürekleri vatan için atıyor. Cemil, yanından geçen son asker de geçene kadar hep selam verir. Tüm atlı ve yaya ordu, düşmanı kovmanın verdiği gururla yavaş yavaş uzaklaşır.Kaynak: https://kitapdiyari.com.tr/roman/yorgun-savasci/.
Olay Halkalarından Örnek
-Cemil ve Bekir Sami Bey Balıkesir’e ardından Akhisar’a geçerler. Akhisar halkı bozguncu olarak gördükleri Cemil ve arkadaşlarına ekmek satmazlar, otelden atarlar.
-Bir teğmen Cemil’in saklandığı köşkün kapısını vurur, Cemil’i karakola çağırır. Karakol komutanı Arap Maksut da ittihatçıdır. Arap Maksut önde gelen bir İttihatçı olan Patriyot Ömer Bey’i saklaması için Cemil’den yardım ister.