Abdullah Efendi'nin Rüyaları
Dönem
Yazar
Cumhuriyet (1901-1962)
Eserin yazarı Ahmet Hamdi Tanpınar 1901 yılında İstanbul'da doğmuştur.
Genel olarak eserlerinde ele aldığı konular:
Musiki
Bilinçaltı
Rüya
Zaman
Türk şair, romancı, deneme yazarı, edebiyat tarihçisi, siyasetçi ve de akademisyendir. Yani çok yönlü bir yazardır.
Meşrutiyetin bittiği ve Cumhuriyetin başladığı dönem.
Savaş sonrası yoksulluk yılları- İstanbul Kasımpaşa-Teyze
İnsanların fikirlerini özgürce belirtebilmeleri sonucu birçok fikir ayrılığı oluşmuştur.
Çok gezmiş ve bunun sayesinde Türkiyenin her bölgesinden insanlarla tanışmış bu şehirleri gözlemleme şansı bulmuştur.
Annesinin ölümü-ilk şiir
Yahya Kemal-Ahmet Haşim
“Yahya Kemal’den sonra ilk büyük keşfim Baudelaire oldu. Bu büyük şairi daima sevdim. Hattâ diyebilirim ki, sade şiir için değil, hayat için bir hoca telâkki ettiğim devirler oldu… Sonra sırasıyle, Verlaine, Mallarmé geldiler”
Erzurum Depremi- Erzurumlu Tahsin
Askerlik yılları- sanatta kendini bulma- şiir ve Valéry
Bu dönemde II. Dünya Savaşı da başlamıştır.
“Asıl estetiğim Valéry’yi tanıdıktan sonra teşekkül etti (1928-1930). Bu estetiği veya şiir anlayışını rüya kelimesi ve şuurlu çalışma fikirleri etrafında toplamak mümkündür. Yahut da musıkî ve rüya”
Varoluş krizleri başlamıştır
1927 yılında Harbiye İhtiyat Zabit Mektebi’nde bir hafta hapis yattığını öğrendiğimiz Ahmet Hamdi, günlüğünde üzüntüyle hatırladığı bu cezanın nedeninden hiç söz etmemiştir.
Plaklar ve batı müziği
Benlik algısı ve yazarların düşünceleri kitaplarına yansımaya başlamıştır.
Eser
Kısa bir özet
Milli edebiyatın etkisinde kalıp halk adına yazanlar
Fransa'dan esinlenip kendilerini anlamak ve anlatmak için yazanlar
Kişi
İki benlik
Abdullah
Abdullah Efendi
Abdullah Efendi bu benliğini kendisinin bir "gölgesi" olarak tanımlamış eskiden yaşamış olduğu ve benlik değiştirdikten sonra özlemeye başladığı zamandaki hayatına benzetmiştir.
Eserde olmak istediği kişi Abdullah Efendi, kendisi ise Abdullah olarak tanımlanmıştır.
"Evet, odasında yapayalnız, bir türlü görünmeyen sevgiliyi beklerken birdenbire tepesinde apartmanın çatısının uçtuğu ve odasına yıldızların dolduğu o büyük geceden beri Abdullah, mavera ile arasında hiç de temenni etmediği bir şekilde kuvvetli ve derin bir münasebetin başladığını hissetmiştir"
Mekan
Hikayede belirli bir tane mekan bulunmamaktadır. Abdulllah Efendinin gezmesi ile birlikte mekanlarda değişmektedir.
Genelev
2.Genelev
Lokanta
Lokanta
Hikayenin başladığı mekan. Abdullah Efendi arkadaşları ile birlikte yemek yemeye gider ancak ardından kendini sorgulamaya başlar. Kendini bulmak adına mekandan ayrılır.
Neden sonra arkadaşları içkinin kifayet ettiğine karar verdiler. Onların fikrince ruh, bu masa başında kafi derecede tatmin edilmişti, şimdi tenin zevkleri başlamalıydı.
Abdullah Efendi'nin ilk genelevi beğenmemesi sonucunda arkadaşlarının yönlendirdiği mekan.
Bir deli gibi kendi kendine sayıklıyordu: Marika, Eleni Kalyopi, Artemiz...
Arakadaşları gülerek: Hepsi mi? diye sordular. Hayır, diye cevap verdi. Hiçbirini...Hiçbirini beğenmedim. Ve kaçmak istedi fakat yakaladılar. O halde seni mutlaka başka bir yere götüreceğiz dediler
Buradayken kadının sağ göğsü düşüyor ve bunun ardından Abdullah Efendi belirli şeyler görmeye başlıyor.
Bunun sonucunda oradan koşarak uzaklaşıyor
Bu yolculuğun başından itibaren kendi benliğini kaybettiğini düşünen ve benliğini geri almak adına hikayenin başındaki lokantaya tekrar dönen Abdullah Efendi lokantanın yanmakta olduğunu görür.
Asfalt Yol
Fakat biraz evvel tenhada bıraktıkları caddede garip bir kalabalık ve faaliyet vardı. Abdullah Efendi küçük bir dikkatle bunun yangın söndürmekle uğraşan bir itfaiye olduğunu anladı.
Acaba neresi yanıyor? diye merak etti, ve birdenbire büyük tamiri
kabil olmayan bir felaket ihtimali ile titredi, oraya, kalabalığa doğru koşmaya başladı.Evet, yanılmamıştı biraz evvel oturdukları, konuşup güldükleri lokanta yanıyordu.
Abdullah Efendi kendi benliğinden korkmaya başlar, ve ortamdan kaçarak ayrılır.
Meydan
Kaçmasının ardından kendini bir meydanda bulur
Ev
Meydanın ardından kendini evde bulur. Baştaki amacı kapı eşiğinde oturmak olsa da evin içine girer.
Son mekan olan evinde Abdullah Efendi kendisini bulduğunu ifade eder ve eser biter
Fakat kirli bir sabahın aydınlattığı yolda ne billur sürahi parçası, ne de küçük su birikintisi vardı. Sadece son derece mustarip ve yorgun halli bir adamın ağır adımlarla köşeyi döndüğünü gördü. Ona öyle geldi ki bu kendisi, Abdullah Efendi idi.
Arkadaşlar
Abdullah Efendi, Abdullah'ın olmak istediği benliktir. Bazı hadiselerden sonra kafasında oluşturduğu bu benlik olarak yaşamaya başlamışıtr.
Abdullah Efendi, arkadaşlarıyla geceyi yaşamaya çalışır.
Arkadaşlarının istediği türde arkadaşlar olmadığını fark eder.
Dostluğun anlamını sorgular ancak o akşamı önceden hayal ettiği gibi geçirmek istediği için bu konuyu pek irdelemez.
Lokantadaki çift
Abdullah Efendi içmeye gittiği lokantada beraber konuşan bir çift görmüştür
Bu çifti ilk inceleyişinde normal bir çift olduklarını sanmıştır.
Ancak biraz daha baktığında kadının adamın söylediklerine doğal olarak gülmediğini ve kendini zorladığını fark etmiştir.
Genelevdeki yaşlı adam
Abdullah Efendi geceyi kendisiyle geçirecek ve ona bu geceyi hatırlatacak bir kadın ararken kaldığı odada yaşlı bir adam görmüştür.
Bu adam genelev çalışanlarından birinin dedesidir
Abdullah Efendi, bu adamdan ve anlattıklarından tiksinmiş oraya gittiğine pişman olmuştur.
Hayal Kırıklığı
- genelevdeki kadın
Abdullah Efendi sonunda gecenin güzelleşeceğini düşündüğünde kadın göğüsündeki protezi unutmuş ve bu sebeple Abdullah Efendiyi bırakıp kaçmıştır.
Abdullah Efendi'nin gerçek benliği olan Abdullah lokantada bir gölge gibi dururken lokantanın yanması ile kül olmuştur.
"Sadece pencereye koştu, sokağa baktı Fakat kirli bir sabahın aydınlattığı yolda ne bilillur bir sürahi parçası, ne de küçük su birikintisi vardı. Sadece son derece mustarip ve yorgun halli bir adamın ağır adımlarla köşeyi döndüğünü gördü. Ona öyle geldi ki bu kendisi, yani Abdullah Efendi idi"
Zaman
Ahmet Hamdi Tanpınar Abdullak Efendi'nin Rüyaları da dahil olmak üzere pek çok eserinde zaman kavramı üzerine kafa yormuştur.
Ne İçindeyim Zamanın Şiiri
Şiirde de görüldüğü üzere Tanpınar'ın zaman kavramında bir ikililik vardır. Bunu eserde Abdullah Efendi'nin iki farklı kişiliği olmasıyla görebiliriz.
Aynı zamanda zamanla ilgili yaşadığı bu ikililiği yazdığı bir deneme yazısında da görebiliriz. Denemenin adı: Asıl Kaynak
“Bizim için asıl olan miras, ne mâzidedir, ne de Garp’tadır; önümüzde çözülmemiş bir 107 yumak gibi duran hayatımızdadır. Onu yakaladığımız, onun meseleleri üzerinde durduğumuz, onlarla yorulduğumuz, bu meseleleri fikir hayatımızın zarurî yol uğrakları gibi değil, temeli olarak kabul ettiğimiz zaman tarihin ve hususî coğrafyamızın bize yüklediği büyük role erişeceğiz.”
Olay döngüsü gece vaktinde geçmektedir.
Abdullah Efendi'nin zaman ile şekillenen kişiliği genellikle geçmiş zamanda yaşadığı acılardan bahsederken Abdullah'tır.
Abdullah geçmiş zamandaki kendisinden kaçmaya çalışır bu yüzden bu hikayede zamanlar arası "ben"den kaçış vardır.
Çocukluk:
Eserde çocukluktan anılar anlatılır.
Bu ne çocukken dinlediği masallarda şamdanların ışığından aşifte çengilerin raksı, ne de kitaplarda okuduğu ve esrarlı resimlerde seyrettiği iskeletlerin çılgın ve zalim hayatla alay ederek ölümün zaferini terennüm eden oyununa benziyordu
Geleceği hayal ediyor. Cenazesinde yapacağı konuşma.
Şimdi ne yapacağım? - Yangın anı
click to edit
Güvercinlik Mağarası Antalya -Rüya estetiği
click to edit
Tematik İnceleme
Alkol
Rüya içerisinde gerçek
Gerçek içerisinde rüya
Hayal
Sarhoşluk
Benlik değişimi
Duyum
Gözlem
Yaşantı
Bilinçaltı yolculuğu
Uyanma (?)
Farkındalık
Kaçış
Arayış
(Alıntı)
"Kim bilir belki güneş doğunca bu işkence biter"
Sürahili çocuk
"İçmeyin, bu sudan içmeyin... diye yalvarıyordu"
"O benimdir, ben onunla oyun oynuyorum. Böyle işte bu sürahide ben onu seyrederim"
"Biliyorum, siz bu sudan içeceksiniz... Biliyorum ki içeceksiniz, fakat içirmeyeceğim" diye olduğu yerde tepiniyor, Abdullah onu teskin etmek için yaklaştığında billur sürahiyi büyük, ürpertici bir cam şakırtısı içinde geniş bir pencereden aşağıya fırlattı.