Please enable JavaScript.
Coggle requires JavaScript to display documents.
ÇALIKUŞU
image, image, image, image, image - Coggle Diagram
ÇALIKUŞU
Gerçek hikâyesi
Romanın gerçek bir hayat hikâyesine dayandığı ve romanda adı geçen öğretmen Feride'nin, Zeyniler köyünde öğretmenlik yapan Feride Polat olduğu söylenmektedir. Kuşadası'nda bir ev restore edilerek kültür merkezi haline gelmiştir.Zeyniler Köyü'nde de romanın anısını yaşatmak için "Reşat Nuri Güntekin Çalıkuşu Evi" adıyla bir tesis açılmıştır.
Çalıkuşu, Reşat Nuri Güntekin'in 1922'de yazdığı, Feride adında genç bir Türk kadın öğretmenin kaderini anlatanromanıdır
-
Roman, ilk bakışta Feride ile Kâmran arasındaki aşkı konu alıyor gibi görünse de Feride’nin kişiliğinde aydın ve idealist Türk kadınını anlatmaktadır.
Feride’yle birlikte Anadolu’nun geri kalmışlığı, yoksulluğu ve cahil kalmış insanları da konu edilmektedir. Romanda işlenen başlıca temalardan biri de eğitimdir.
Çalıkuşu romanı, döneminin özelliklerini, yaşam biçimini ve türünün gelişim özelliklerini yansıtması bakımından klasik Türk romanları arasında önemli bir yere sahiptir.
-
UYARLAMALAR
Roman ilk defa 1966 yılında yönetmen Osman Seden tarafından sinemaya uyarlandı.[3], 1986 yılında Osman Seden tarafından televizyon dizisi olarak çekilen eser; 2005 yılında Yeniden Çalıkuşu adıyla, 2013 yılında Çalıkuşu adıyla tekrar diziye uyarlandı.[4]
Çalıkuşu romanı, Necati Cumalı tarafından tiyatroya uyarlanmıştır.[5] 1962, 1963 sezonundan itibaren çeşitli defalar Devlet Tiyatroları tarafından sahnelendi.
Çalıkuşu romanı, koreograf Merih Çimenciler'in libretto ve koreografisi ile 2003 yılında Türk Sanat müziği parçaları ile baleye uyarlandı.[6][7] İki perdelik bale, Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelendiği her ilde on iki yol boyunca kapalı gişe olarak oynamıştır.[8]
YAZARI
Reşat Nuri Güntekin 1889 yılında İstanbul'un Üsküdar ilçesinde hayata gelmiştir. Babasının tayinleri dolayısıyla öğretim hayatı boyunca çok fazla okul değiştirmek zorunda kalır. Çanakkale'de başladığı okul hayatına Galatasaray Sultaniyesi'nde devam etmiş ve ardından İzmir'deki Frerler okuluna başlamıştır. Zengin bir aile çevresine sahip olan Güntekin daha sonra sınavla girdiği Darülfünun-i Osman-i Ulum-ı Edebiyat Fakültesini (İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesini) bitirdikten sonra eğitim hayatını tamamlamıştır.
Fransızca öğretmeni olarak Bursa Sultanisi'ne atandı. Daha sonra çalışma hayatına İstanbul'da Vefa ve Erenköy Liselerinde müdürlük yaparak devam etti. Müdürlük hayatından sonra sırasıyla, Milli Eğitim Müfettişliği, Çanakkale Milletvekilliği, Milli Eğitim Başmüfettişliği, Paris Kültür Ateşeliği ve UNESCO'da Türkiye Temsilciliği görevlerinde bulunmuştur.
1956 yılında kanser teşhisi konulmasının ardından tedavi için gittiği Londra'da hayatını kaybetmiştir.
Yer: İstanbul, Tekirdağ, Çanakkale, Bursa Zeyniler ve ismi verilmeyen diğer birkaç Anadolu köyleri.
Zaman
Kesin bir tarih verilmemekle birlikte roman, Cumhuriyet öncesi, Kurtuluş Savaşı yıllarında ve Cumhuriyetin ilk yıllarında geçmektedir.
Romanın dili dönemine göre sade, anlaşılır ve akıcıdır.
Realist bir anlayışla yazılan roman, toplumsal içerikli eleştirel özellikler taşıyor.
Romanda gözleme büyük önem verilmiş, çevre her yönüyle incelenmiş, tasvirler ayrıntılı olarak ve tarafsız bir gözle yapılmıştır.
Romanın ilk dört bölümü “kahraman bakış açısıyla” Feride’nin ağzından “günlük” biçiminde yazılmış, son bölümü yazarın ağzından “gözlemci bakış açısıyla” yazılmıştır.
-
Romandan Çıkarılan Sonuç:
Hayatında çok yer gezmiş ve görmüş bir genç kızın hayat hikayesi söz konusudur. Şöyle bir sonuca varılabilir. Hayatı tekdüze şeklinde geçen insanların yaşam tecrübeleri ve yaşadığı olaylarda hayatın tekdüzeliğiyle paralellik arzeder. Yaşam Feride’yi kuru yaprak misali oradan oraya gezdirirken, ona birçok insanı tanıma fırsatını vermiş, tek başına kendi ayakları üzerinde durmasını da öğretmiştir.
Bana romanın bitimi:
Romanın sonuç kısmında birbirini seven iki insanın sonunda birleşmesi olayı güzel olsa da, Feride’nin Kâmran’ı affetmemesi gerekirdi. Çünkü Kâmran Feride için bir çaba sarf etmemiştir. Ayrıldıkları düğün gecesinden romanın son bölümünde kavuşmalarına dek onu aramamış, ilişkilerini düzeltmek için bir çaba göstermemiştir. Ben Feride’ye böyle bir insanı affettirmez ve tekrar Hayrullah Bey’in yanına dönmesini sağlardım. Çünkü sevgi emek ister.
Eleştiri: Romanda hikaye çok güzel biçimde anlatılmış, kitabın başına koyulan günlük, kitaba ayrı bir hava kazandırmış ve hikaye de gerçekten çok güzel, anlamlı ve öğüt verici. Bir tek sorun var o da şu: Kitabın bazı yerlerinde ağır ve eski bir Türkçe kullanılmış ama bu benim okuduğum kitabın 1982 yılının baskısı olmasından kaynaklanıyor olabilir. Bu romanın yeni baskıları hakkında yorum yapamam. Her şeye rağmen bu romanı çok sevdim ve herkese tavsiye ediyorum.
-
-
-
-