Batılılaşma Olgusu
Birbirinin zıttı olan iki karakter üzerinden Batılılaşma olgusu aktarılmaktadır. Felâtun aşırı ve sathı Batılılaşmayı, Ahmet Mithat'tan izler taşıyan Râkım ise Batılılaşmayı temsil eder.
Bu iki karakter üzerinden alafranga-züppe tipininilk örneği verilir.
Felâtun'da zenginlikten çöküşe doğru giden bir insan profili çizen yazar, Râkım'da aksi bir yolu takip ederek onun etrafında bir yükseliş miti geliştirir. Felâtun'un aksine, vaktini hep kendini geliştirecek şeyler yaparak değerlendiren Râkım, bir anlamda Tanzimat nesline Batılı bir olmanın yollarını da gösterme gayreti içindedir.
"Sabahleyin Süleymaniye'ye medreseye gidip saat dörtte oradan çıktıktan sonra kaleme, badehu kalemde aldığı Fransızca dersini takviye ile beraber bu esnada bir kat daha ileriye gitmek için Galata'da bir hekime giderek akşam saat birde hanesine gelen ve bade't-taam Kazancılar Mahallesi'nden Beyoğlu'na çıkıp yine Hariciye Kalemi'nden refiki bulunan bir Ermeni'ye Türkçe okutmak ve bu hizmete mukabil birçok Fransızca Kitabını karıştırmakla vakit geçiren..."
Râkım'ın günlük faaliyeti dışında Batılı pozitif bilimlere ilgisi de Ahmet Mithat tarafından verilmektedir:
"(...) Fransızcaya gelince... Bir kere lisanda rüsum peyda eyledi. Badehu Galata'daki dostundan hikmet-i tabiiye, kimya, teşrih-i menafiü'l-âzâyı oldukça tahsil edip Beyoğlu'ndaki ERmeni dostunun kütüphanesinde dahi coğrafya, tarih, hukuk ve muâhedât-ı düveliyyeye dair lüzum derecesinin fevkinde dahi malumat topladı. Hele okuduğu Fransız romanlarının ve tiyatro-namelerinin (...)nihayeti yok gibi idi."
A.Mithat Efendi'nini eserindeki Râkım'da şekillenmiş olan ideal tip, İslamî bilimleri öğrenmiş, Doğu kültürünün klasiklerini okumuş olmanın yanı sıra, Fransızca, kimya, anatomi, coğrafya, tarih, Batı edebiyatı gibi Avrupa kaynaklı bilgi alanlarına da vakıf bir kişi iken uyumsuzluğu, yetersizliği ve normsuzluğu ile dikkat çeken Felâtun'da birleşen alafranga tip, Batılı olmayı çok şık giyinmek, Beyoğlu'nda eğlenip gösteriş yapmak olarak anlayan züppe, müsrif ve tembel bir kimsedir. Bunlar Avrupa kültürünü yeter derecede bilmedikleri gibi kendi kültürlerinden de uzaklaşmışlardır. Fransızca konuşmaya, Avrupa'da yaşamaya meraklıdırlar. "Şık ve centilmen" geçinirler, zaman zaman Türkçeyi pek de bilmemekle övünürler.