Please enable JavaScript.
Coggle requires JavaScript to display documents.
İDEOLOCYA ÖRGÜSÜ NECİP FAZIL KISAKÜREK - Coggle Diagram
İDEOLOCYA ÖRGÜSÜ
NECİP FAZIL KISAKÜREK
ADIMIZ,DAVAMIZ
MANAMIZ
ADIMIZ (BÜYÜK DOĞU)
HAKİKAT RUHU İLE RUHUNU YOĞURMUŞ
YOĞRULAN RUH,ÖZ OLUŞUMUNU TAMAMLAMIŞ
DOĞUNUN DOĞURDUĞU HAKİKAT İLE DOĞMUŞ
BU OLUŞUM İLE DEĞİŞİMVE DÖNÜŞÜMÜNÜ GERÇEKLEŞTİRMİŞ
ÇAĞA DAMGASINI VURARAK,HAKİKATİ GÖRÜNÜR EYLEMİŞ
SES OLMUŞ,SES GETİRMİŞ,ZAMAN VE MEKANI AŞARAK BÜTÜN İNSANLIĞA ÖRNEK VE YOL OLMUŞ
KURDUĞU NİZAMİ ÖLÇÜTLERİ İLE BÜTÜNLEŞTİRİCİ,BİRLEŞTİRİCİ VE YAŞATICI DÜZENİN ADIDIR
DAVAMIZ
SÜREÇ
ÖZ,ÜZERİNE ÖRTÜLEN PERDELERİN ARKASINDA KALARAK ,KENDİ ÖZ CEVHERİ İLE YABANCI CEVHERLER ARASINDA SIKIŞIP KALMIŞ.
DOĞURUCU VE YOĞURUCU ÖZELLİĞİNİ KAYBETMİŞ, TAKLİTTEN ÖTEYE GEÇEMEMİŞ.
HAKİKATİN ÜSTÜ KAPANIP KABUK BAĞLAMIŞ.
MEKANDA SIKIŞIP KALMIŞ,YAŞATICI AŞK MİSYONUNU YİTİRMİŞ.
EGEMENLİĞİN VERMİŞ OLDUĞU GÜÇ, ''EGEMENLİĞİN SAHİBİNİ'' UNUTTURMUŞ.
BİR TÜRLÜ KURTARICINI BULAMAMIŞ,SAHTE KAHRAMANLARLA İTİŞ ,KALKIŞ SÜRÜKLENMİŞ,GERİLEDİKÇE GERİLEMİŞTİR.
GÖREVİMİZ
AYAĞA KALKACAK ,KALDIRABİLECEK AKSİYON ADAMLARINI YETİŞTİREBİLMEK
TEKRAR ŞAHLANIŞA GEÇEREK, ZAMANI VE MEKANI EZELDEN EBEDE DOĞRU KUŞATABİLMEK
KABUKLARIMIZDAN SIYRILARAK,BİZİ OLUŞTURAN KÖKLERE TEKRARDAN ULAŞMAK.
ESARETLİKTEN KURTULARAK, HAKİKATİN HÜRRİYETİNE TESLİM OLABİLMEYİ TEKRARDAN Zihinlere İŞLEYEBİLMEK
BU ASLİ KÖK İLE KENDİMİZİ,KENDİ İÇİMİZDE BÜTÜNLEŞTİRİCİ UNSURLARLA BÜTÜNLEYEREK İÇ OLUŞUMUZU TAMAMLAMAK
MANAMIZ
DÜŞÜNÜŞ ŞEKLİMİZ AKLIN SINIRLARI BİLEREK,AKLI SINIRSIZ OLANA DAYANARAK DÜŞÜNMEKTİR
BİZ ,RUHU KÖKÜ ÜZERİNDE,ÖZ GÖVDESİ VE DALLARI İLE BİR ORKESTRA AHENGİNDE
KURTULUŞUN SENFONYASINI ÇALAN BÜYÜK DAVANIN BESTECİSİYİZ.
KENDİNİ GERÇEK SAHİBİNE ESİR VERMİŞ,GERÇEK HÜRRİYETİN ,ÖZGÜRLÜĞÜN SESSİYİZ
DOĞU VE BATI MUHASEBESİ
BAKIŞ
BATI
DOĞUYA BAKIŞI
Maddi boyutu bakışı hayranlıktan öte duyuşlara ve algılayışlara geçememiştir
Çağın üretkenliğini üretebilecek anlayış ve akıldan yoksun kalmıştır
Manevi derunlarda kalıp,içten dışa açılımını gerçekleştirememiştir.
Farkı fark ettiğinde ise yeni bir şey ortaya koyamamıştır
İçinde bulunmuş hali kavrayamayıp kendi öz eleştirisini yapamamıştır
Dış alemi nüfuz etmesi usul ve yöntem itibariyle taklitçilikten öteye geçememiştir
Maziden mevzuya geçiş yapamamış
KENDİSİNE BAKIŞI
Kendini Eski Yunan medeniyetini dayandırarak kök oluşturma çabası ile beraberbaşarısını bir temele oturtur
Bu donanım ile insana her şeyi kazandıran Üstün insan-konuma getiren birinancına sahiptir
Hakim bir zekaya sahip ince muhakeme yapabilen sağlam bilginin kaynağı olarak gördüğü Eski Yunan medeniyetinin bu özelliğinin kendisinde de -lduğunu iddia-eder
Roma'yı teşkilatlı ve temelli insan kudretinin ebedi örneği olarak görür.
Romanın gerçekleştirmiş olduğu yasa, nizam ile kendisi de hakimiyetini kurarak insanlığa düzen getireceğinin iddiasındadır
Ahlakını ve iç alem kaynağının Hristiyanlık'tan-aldığını-söyleyerek yaptığı icraatların ahlaki-boyutunu bu inanca dayandırır.
DOĞU
BATIYA BAKIŞI
KENDİSİNE BAKIŞI
EMiN BAKIŞ
Farklı medeniyetlerin tecrübelerinden yararlanarak onları kendi hakikatinde yoğurmuştur
İcraatleri ile aksiyona geçen ve her alanda medeniyetinin-izlerini kazıyan manaların nakşetmiştir.
Iki dünya-dengesini kurmuş, bu denge anlayışı ile maddi ve mana-boyutunu inşa-etmiştir.
Yaşadığı Çağ söz-söyleyebilme-ve örnek olabilme gücüne--ermiştir
Bu ölçüt ile beraber yaptığı her eylemi Mutlak'a hesap vericiliğinin bilincinde yapar
Kıta ırk veya kavim çerçeveleri üstünde bütün insanlığı tek gaye etrafında toplayan bir ölçüde sahiptir
böylelilikte insanlık için hayat olabilme şartlarını oluşturabilmiştir.
MUZTARİP BAKIŞ
İçine-düştüğü-çıkmazlığın-döngüsünde sağa sola yalpalayan, kendini gücün karşısında küçük gören, ham inkar yobazı ve kaba taklit softasının mahkumiyet bakışı
Bu küçüklük ve yetersizlik ukdesi içinde bütün karşısında el pençe duran boynu bükük ,dilsiz taklitçi halk kitleleri
Kendisinde olmayan yakıştırmaları ve eleştirmeleri murakabe edebilme idrakinden yoksun, savunmacı girift takımı
Bu savunmacı takım kendini sığındığı ve güç aldığı inancına yanlış ölçüt yapması
Kendi içinde yaşadığı fırtınaları çözülmeleri farkına varamayan körü körüne kendini müdafaa etmeye çalışan ham yobaz ve kaba Softa sınıfın sığ bakışı
ANLAMAK
KENDİ İÇİNDE BATI
Sadece görünüşün-cazipliğinden ibaret ruhtan yoksun bir-maddeler-yığınıdır
Aklın hakimiyetiyle kurduğu dünyasında kahraman gibi görünen dışı ahenkli ama içi harap ruhi bunalımlar yaşayan bir yapıdan-ibarettir
Ruhtan yoksun kuru akıl şuuruyla maddi dünyasını inşa-etmiştir
Aklını ustalıkla kullanılarak madde üzerindeki hakimiyetini kurmuştur
Bu akıl, kuru bir akıldan ibaret olup ruhtan yoksundur.
KENDİ İÇİNDE DOĞU
Ruhunun inceliği ile maddi dünyayı nakış nakış işleyerek anlam katmıştır
Doğuyu meydana getiren-farklılık ve çeşitlilik-tek Vahit davasında birleşerek özdeşmiştir
O maya ile ayrı zaman ve mekanlarda ama aynı manalarla başka medeniyetleri kendi mayasıyla yoğurmuştur
Kendi özünü-oluşturan hakikatler ile kendini beslenmiş ve mayasını tutturmuştur
BUHRAN
BATIDA
Bu çözülmeler ve buhran batının hayatın bütün cephelerinde-hissedildi.
Maddi güç dengesinde ruhi yönü ihmal etmesi ile birlikte yavaş yavaş çözülmeler-başlamıştır
Bunlara çözüm üretmeye çalışan, vaatleriyle şifa-olacağını söyleyen rejimler türedi
Her bir-rejim-kendi ülküsünü doğru çıkaracak vaatler-verirken-karşı tarafı kötüleyici-tutumlar- sergilediler
Ulaşmış-olduğu müspet bilgiler ile madde zemini üzerinde tahakküm gücünü elde etmiştir
Bu itiş kalkış devam ettiği-sürece batı nın ruh buhranı çözüme kavuşamayacaktır.
DOĞUDA
Davasının kendisine kattığı aşk ve vecd -halini kaybederek çağına söz -söyleyebilecek--gücünü -de yitirmiştir
Çağının -diğer güçleri -güçsüzlüğünü fark ederek, kendisine ithaf edilen cümleler karşısında ezilmiş psikolojisi içine-girmiştir
Kaybedilen bu zemin-ayrışmalara yol -açarak- birliğin vermiş olduğu-kuvveti dağıtmıştır
Bulandırışlar ve bulanışlar-kendisini şaşkına döndürerek yolunu-kaybettirmiştir.
Inancının oluşturduğu toplayıcı ve bütünleştirici zeminini kaybetmiştir
Yol arayışlarını yanlış yerlerde-arayarak özünden iyice uzaklaşmasına neden olmuştur.
BİZDE
TÜRKÜN MUHASEBESİ