Please enable JavaScript.
Coggle requires JavaScript to display documents.
TEKNOLOJİ (TEORİ ((BARAJ, Sistem: su+baraj gövdesi+dip savak+dolu…
TEKNOLOJİ
TEORİ
-
-
-
Fonksiyon: Sulama, elektrik üretme/ mesire alanı
-
Yeniden üretim: Beton baraj, dolgu baraj
STABİLİTE
Sistem belli bir derecede durağan hali Link Title
-
-
-
-
-
-
-
KLAUS OFFE
-
- Bilimsel rasyonalite egemenliğin örgütsel presibi halina gelmiştir. Operasyonalizm temel ilkedir.
- Teknolojinin kendine has özel bir karakteri vardır ve bu karakterin sadece bilgisel değil etik ve politik birtakım sonuçları da vardır. Teknoloji sahte mutlu bir bilinç yaratıyor. ' vitrinde yaşamak'. Konformizm günümüzün özgürlüksüzlüğüdür. Karl Marx’ın işçi sınıfa yüklediği devrimsel güç artık geçersizdir. Yanlış hazların peşinde koşan kitlelere dönüşüyoruz.
- Kültürel ve estetik ifadeler artık eleştirel bir değer taşımazlar. Artık bunlar da endüstrileşmiştir. Marcuse bu eleştiriyi sadece birinci değil ikinci dünya ülkeleri için de geçerlidir. Yani bu söylediği eleştiri sosyalist toplumlar için de geçerlidir.
MARCUSE
1930LAR
Marcuse gündelik hayatta yaşanan sıkıntılardan bizi kurtaracak olan yegane şeyin AKIL olduğunu savunuyor.
-
-
1960LAR
Herbert Marcuse 1940’larda yazdığı ‘’ Akıl ve Devrim ‘’ kitabına yeni bir önsöz yazarak başlığını ‘’ Diyalektik Bir Not’’ yapıyor.
Akıl ideasının kendisinin Hegel’in felsefesindeki diyalektik olmayan öge olduğunu düşünüyorum. Akıl ideası bütün içindeki yeri ve işlevi yüzünden her şeyi kavrar ve nihai olarak her şeyi emer. Hatta akıl kölelik, çocuk işçiliği, toplama kampları, gaz odaları bağlamında tanımlanarak bu söylediklerim gerekçelendirilebilir.
-
-
Marcuse bu kitapta önsözdeki notu teknolojiyle birleştirir. Yani bu her şeye sirayet eden, her şeyi emen, bir yıkım yaratan aklın kendisi teknolojik akıldır. Teknolojik rasyonalitedir. Bu aklın arka planında modern bilimsel rasyonalite vardır.
Frankfurt okulunun en önemli eserlerin biri ‘’AYDINLANMANIN DİYALEKTİĞİ’’ kitabıdır ve burada bütün modern hayatta yaşadığımız belaların arkasında bilimsel rasyonalite var çıkarımını yaparlar.
AYDINLANMA VE BİLİM AKLI KULLANARAK DOĞA ÜZERİNDE BİR HAKİMİYET KURMAYA ÇALIŞTI VE BUNUNLA DA YETİNMEDİ VE DOĞA ÜZERÜNDE HAKİMİYETİ ORGANİZE EDEN GÜÇLERİ TOPLUMSAL OLANI ORGANİZE ETMEKTE KULLANDIR. YANİ MUTLAK BİR EGEMENLİK.
ANDREW FEENBERG
-
İkinci Dünya Savaşından sonra teknolojik determinizm ile ilgili teoriler ortaya çıktı. Yani teknolojinin bütün hayatımızı ele aldığını savunan tezler. Bu determinist teoriler özcülüğe evrildi. Bu özcü bakışta da buna karşı gelen ve savunanlar ortaya çıktı. Teknoloji demokratik bir toplumun kurulumunda pozitif bir rol oynayabilir. Teknofobik ve distopik özselcilik. Bir de teknofilik özselcilik. Teknolojik determinizme inananlar Teknofilikler olarak adlandırılabilir. Feenberg bu ikisine de karşı çıkıyor. Bunun dışında bir teori düşünmemiz mümkündür. Diyalektik bir bakışı nasıl yakalayabiliriz diyor Feenberg. Feenberg’in temel derdi toplumsal demoktarikleşmenin ve temel insan ihtiyaçlarının karşılanmasında rol oynamasının koşullarını soruşturmak. Demokratikleşme hem politik hem de teknolojik dönüşümü gerektirir. Yani teknolojik dönüşüm olmadan demokratik ve ilerlemeci dönüşüm olmaz ve bunun tam tersi de geçerlidir. Dolayısıyla bunlar birbirine bağımlıdır. ( Feenberg’in tezi.)
Feenberg’e göre teknolojik aygıtlar sadece tek bir amaç için kullanılmıyor. Teknolojik aygıtlar kullanılıp yayıldıkça kendi kullanım amaçları dışında amaçlara da hizmet verebiliyor.
Feenberg bu bağlamda 2 tür rasyonalizasyondan bahsediyor.
1.İşlevsel rasyonalite: yüklenilen işleve göre kullanmamızı sağlayan rasyonalite. Teknik özne ve nesnelerin kurulumunu mümkün kılan rasyonalite. Yani bu herhangi bir teknolojik aletin toplumsal mübadele alanına girdiği andan itibaren hangi işlev ona yükleniyorsa o şekilde kullanmamızı mümkün kılan rasyonalite.
2.Sunulmuş olan işlevini gerçekleştirirken işlevin dışına çıkarak farklı amaçta kullanmamızı sağlayan rasyonalite.
JÜRGEN HABERMAS
Habermas rasyonalitenin ayrılması gerektiğini söylüyor. Teknolojinin, bilimin, bürokrasinin kullandığı rasyonalite bizi özgürleştirmez. Fakat ikinci bir rasyonalite daha var. Değerler üzerine düşünmemizi mümkün kılan. İLETİŞİMSEL AKIL . Yani etkileşime dayalı bir akıl . Bu alanda değerler ve normlar vardır. dolayısıyla Habermas, Offe’nin Marcuse’ye yaptığı eleştiriyi açıyor. İletişimsel akıl bize yeni bir dünya sunmamızı sağlayan akıldır.
- Gündelik hayatımızı tamamen etkileyen bir noktaya geldi mi?
- Teknoloji kendine özel bir alan mı?
- Teknolojinin kendine özel sınırları nedir?
-
-