Pareto toplumda eşitsizlikten kaynaklanan bir heterojenlik olduğunu savunur.
Eşitsizliğe ve heterojenliğe bağlı olarak toplumda bazı bireylerin diğerlerinden her zaman daha becerikli olacağını ve toplumun geri kalanını az sayıdaki bu seçkinlerin yöneteceğini savunur.
Seçkinler teorisinde Pareto’nun ismi, genellikle Gaetano Mosca ile birlikte anılır.
Her iki kuramcı da siyasal seçkinleri güç yapısından çok kişisel niteliklere dayalı olarak analiz etmiştir. Her ikisi de Marks’ın yöneten-yönetilen ayrımının olmadığı ütopik gelecek idealini reddeder. Her iki sosyoloğa göre de seçkinler yönetimi bütün toplumlar için kaçınılmazdır.
Her iki kuramcıya göre bir elit grubu güçlü kılan unsurlardan biri halk kitleleri karşısında örgütlü ve birleşik olmalarıdır.
Pareto, birincisi toplumsal seçkinlerin tümünü kapsayacak kadar geniş ikincisi ise, sadece yönetici seçkinleri kapsayacak kadar dar anlamda iki seçkin tanımı yapar.
Pareto’nun yönetici seçkinler adını verdiği seçkinler “bir toplumda fiilen egemen ve iktidar olan sınıftan başka bir şey değildir.
Pareto her toplumun nüfusunun;
1) seçkin olmayan bir alt tabaka ile
2) seçkinlerden oluşan bir üst tabaka olmak üzere iki temel tabakaya ayrıldığını, seçkinlerden oluşan üst tabakanın da kendi içinde,
(a) yönetici seçkinler ve
(b) yönetici olmayan seçkinler olmak üzere ikiye ayrıldığını, ayrıca toplumların söz konusu bu seçkinlerin, özellikle yönetici seçkinlerin doğası ile belirginleştiğini savunmaktadır.
Pareto alt sınıfı yeteneksiz ve örgütsüz ve de yönetimi sorumluluklarını yerine getirme konusunda denetleme ve kontrol etme konusunda her zaman sessiz ve duyarsız kalan bir sınıf olarak tanımlar.
Siyasal seçkinleri de tortu ve türem temelinde yaptığı psikolojik bir ayrıma ve buna bağlı olarak yönetim biçimlerine ve araçlarına göre iki gruba ayırır. Bu yönetim araçlarını da güç ve hile olarak tanımlar.
Pareto sosyolojisinde siyasal seçkinler, halkı yönetme şekillerine göre iki temel gruba ayrılır. Bunlar;
1) güç kullanarak yöneten aslanlar ile
2) gizlice, kurnazca ikna ederek yöneten tilkiler
Pareto askeri diktatörlükleri örnek olarak verdiği aslanları kararlı, dobra ve acımasız bir yönetici seçkin grup olarak tanımlar, Avrupa demokrasilerini örnek olarak verdiği tilkileri ise kurnaz, yönlendirici/manipülatif ve diplomatik bir yönetici seçkin grup olarak tanımlar. Pareto tilkiler adını verdiği bu seçkinleri demokratik denilen rejimlerin bir niteliği olarak görür.
Pareto, insana özgü kabiliyetlerin yanı sıra tortuların da insanlar arasında eşitsiz dağıldığını ve kitlelerde genellikle ‘muhafazakâr’ olan ikinci tür tortuların güçlü olduğunu bu nedenle de bu tortuların kitleleri itaatkâr kıldığını savunur.
İdeal yönetici sınıf kararlı ve zorlu eylem yeteneği olan insanların ve hayal gücü kuvvetli, yenilikçi ve ilkesiz başkalarının, aslanlar ve tilkilerin makul bir karışımını içerir.
Pareto ve Mosca demokrasi yönetimi de dâhil olmak üzere tüm yönetim biçimlerini elit yönetimler olarak görürler.
Bütün devrimler bir seçkinler grubunun yerine bir başka seçkinler grubunun gelmesinden ibarettir.
Pareto’ya göre, bütün seçkinler iktidara geldikten belirli bir süre sonra yozlaşmaya ve onları seçkin statüsüne yükselten nitelikleri yitirmeye başlarlar.
Yönetici seçkinlerin en önemli zafiyetlerinden biri, birbirlerinin sahip olduğu niteliklerden yoksun olmalarıdır.
Tarihteki en büyük değişmeler, Pareto’nun seçkinler dolaşımı olarak tanımladığı, bir elit grubun yerini başka bir elit grup aldığı zaman meydana gelir.
Tarih aristokrasiler mezarlığıdır. Pareto tarihsel değişmeyi ileriye yönelik olarak değil, sonsuz tekrara dayalı döngüsel bir değişme olarak kavrar.
Onun için “ilerleme ve evrim inancı son derece saçmadır. İnsan toplumları aslanların egemenliğinden tilkilerin egemenliğine ve tekrar geriye aynı döngüyü sonsuza kadar tekrarlamak zorundadır.
Pareto’cu kuramda toplumsal değişme elit kesimde gerçekleşmekte toplumun alt kesimlerinde ise ciddi bir dönüşümün gerçekleşme ihtimali bulunmamaktadır.